






Eski çağlardan beri insanlar yapı,konut ve yaşadıkları diğer yerleri doğal taşlardan yapmaya özen göstermişlerdir. Zamanla, yaşam seviyeleri yükselen toplumların, güzel görünüşlü ve dayanıklı olması nedeniyle doğal taşları tercih etmeleri mermeri zenginliğin ve refahın sembolü haline getirmiştir. Gelişen endüstri ve teknolojiye paralel olarak doğal taşların kullanımının artması da bunu göstermektedir.
Anadolu'da doğal taşların, bunların içinde de özellikle mermerciliğin tarihi ilk çağa kadar uzanmaktadır. Ülkemizdeki mermer yatakları, Anadolu yarımadasını yurt edinen bütün uygarlıklar tarafından işletilmiştir. Mermer, tarih boyunca değişik uygarlıklar tarafından dayanıklılığı ve estetik görünümü nedeni ile özellikle anıtlarda, görkemli yapı malzemesi olarak kullanılmış olup; günümüzde genellikle zemin döşeme ( % 36) , iç (%14) ve dış cephe kaplama (%10) malzemesi olarak inşaat sektöründe, mezarcılıkta (%11) ve süs eşyası (%8) yapımında kullanılmaktadır.
İki bin yıl önce Marmara adasında başlayan antik mermer işletmeciliğinden dolayı adını Marmara adasından alan mermer, son yıllarda gerçekleştirdiği hızlı gelişmeye paralel olarak sağladığı istihdam, yarattığı katma değer ve kazandırdığı yüz milyonlarca dolarlık ihracat geliriyle madencilik sektörünün lokomotifi olmuştur.
Granit, yapıları dış etkenlerden koruması, yapı içi iklimi muhafaza etmesi, periyodik bakımlara ihtiyaç göstermemesi, ışığı yansıtması ve parlaklığını uzun süre koruyarak ilk günkü görüntüsünü yıllarca kaybetmemesi gibi fiziksel özelliklerinin yanı sıra zengin renk ve doku seçenekleriyle, modern mimaride tercih edilen bir yapı malzemesidir. Eski çağlarda üretimi ve işlemesi çok zor şartlarda gerçekleştirilen granit, günümüzde gelişmiş metotlarla üretilmekte ve yüksek teknoloji ile işlenerek yapı sektörünün çeşitli alanlarında kullanılmaktadır.




